Akçakoca'yı tercih etme nedenlerimizden biri de İstanbul'a yakın olması. 2,5-3 saatte gittik. Gitmeden önce Akçakoca hakkında internetten araştırmıştım, ne yenir, nereler gezilir, ne alınır diye.
Cuma sabahı 09.30'da Akçakoca'daydık.Otelimize saat 13.00'de yerleşeceğimiz için önce önümüze çıkan bir pastahane'de çayla börek yiyerek kahvaltı faslını geçiştirdik. Arabamıza binerek Tarihi Ceneviz kalesine gittik. Kale'de aynı zamanda hem mesire alanı hemde plaj bulunuyor. Bizim kaleye gidiş amacımız hem kaleyi görmek hem de internette yazdığına göre mavi bayraklı plajında denize girmekti. Plaja gittiğimizde öğrendik ki mavi bayrağı geri almışlar .) deniz çok kirliydi ve ortamı da hiç sevmediğimiz için ayağımızı bile sokmadan kaldığımız otelin yanında bulunan plaja gittik. Öğlen yemeğine kadar oradaydık, öğle yemeği için pidesinin meşhur olduğunu öğrendiğimiz için çarşıda küçük bir araştırma yaparak Atatürk caddesindeki Furkan büfeyi bulduk. Aslında çarşının içinde bir pideci var ama meşhur mancarlı pideyi Furkan büfe yaptığı için biz orayı tercik ettik. Mancar o bölgede yetişen bir otmuş. Biraz semizotuna benziyor gibi. Mancarlı pide fena değildi ama kıymalı pidesini daha çok sevdik.
Pideleri hüplettikten doğruca otelimize gittik, çantaları attık ve istikamet Çuhallı plajı. Çuhallıyı beğendik ama özellikle dikkatimi çeken, plajların hiçbirinde bir tane bile duş yok, sigara içenlerin atmaları için, şezlongların yanlarında izmarit atma maksatlı saksılarsan yok, kumlar sigara izmariti içinde.
Plajda bir iki saat takıldık sonra kalktık, tarihi evlerin bulunduğu yukarı mahalleye gittik. Eski evler çok güzel, bazıları bakımsızlıktan dökülüyor, güzelim evlere pimapen pencereler takmışlar. Çok azı restore edilmiş. Bazı evler 100 küsür yıllık. Sizler için bol bol evlerin fotoğraflarını çektim.
Bu arada fotoğrafların kalitesinde bir fark görürseniz giderken kardeşimin canon eos'unu yanıma aldım. Eğer bir fark görmüyorsanız o da benim yeteneksizliğim olsun .)
Akşam yemeğinide araştırmalarım doğrultusunda balıkçı barınaklarının arkasındaki Hamsi Balığa gittik.
Çok isabetli bir karar vermişiz, bence oranın en iyi balıkçısıydı. Özellikle kalamarına bayıldık, yemek sonrası ise çayla beraber meşhur fındıklı tahin helvasını tattık.Akçakoca dışında hiçbir yerde bulunmuyormuş. Çok lezzetli ve değişik bir tat.
Kahvaltı yaptığımız pastahaneden çarşının görünümü.
Tarihi ceneviz kalesi plajı
Kaldığımız otelin yanındaki plaj
Yukarı mahalle
Hamsi balık lokantası
Devamı gelecek..
Herkese güzel bir hafta dilerim, hayırlı ramazanlar..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder