6 Mart 2015 Cuma

Bonibonlu Kurabiye

Yeni yıl yaklaşırken bizim evdeki her şey çam ağacı, kardan adam, yıldızlarla kaplandı. Bonibonlu kurabiyelerimiz de bu durumdan nasibini aldı tabi :) Bu kurabiyeyi ben genellikle Derin için, doğum günlerinde, arkadaşları misafirliğe geleceği zaman yapıyorum. İsterseniz ufak ufak şeffaf poşetlere birer tane bonibonlu kurabiye koyarak, kurdeleyle bağlarsanız, çocuğunuzun okul arkadaşlarına götürebilir ya da doğum gününe gelen arkadaşlarına eve giderken birer tane de verebilirsiniz. Çocuklar renkli, süslü, eğlenceli şeylere bayıldıklarından çok seveceklerdir.
Yazılarımla ilgili fikirlerinizi çok merak ediyorum, yorum bırakmayı unutmayın lütfen.
Haftaya görüşmek üzere,
Sevgiler

Malzemeler:

  • 1 yumurta
  • 250 gr. oda sıcaklığında tereyağ
  • 1 su bardağı pudra şekeri
  • 1/2 su bardağı mısır nişastası
  • 1/2 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya
  • Aldığı kadar un

Üzeri için:

  • 2 kutu bonibon

Yapılışı:

  • Bir kapta yumurta, pudra şekeri, mısır nişastası, kabartma tozu ve vanilya karıştırılır.
    Unu azar azar ekleyerek ele yapışmayan bir hamur elde edilir.
    Mutfak tezgahına hafifçe un serperek hamur çok ince olmayacak şekilde merdaneyle açılır.
    İstediğiniz şekil kalıplarla kesilerek yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizilir.
    Üzerilerine bonibonlar hafifçe bastırılarak yerleştirilir.
    Önceden ısıtılmış 175 derece fırında, kontrollü olarak, kurabiyelerimiz beyaz kalacak şekilde yaklaşık 15 dakika pişirilir.
    Afiyet olsun…
  • Sevgiler :)
  • Nüket
www.biricikdunyam.com'da yayınlanan yazım

5 Mart 2015 Perşembe

Sana kapak olsun :))




Cep telefonum için hiç kapak kullanmamıştım, sanakapakolsun.com'la tanışana kadar. 
Sanakapakolsun.com'da yüzlerce telefon ve tablet modeli için kişiye özel kapak tasarımı yapıyorlar.
İsterseniz sitedeki hazır tasarımlardan birini ya da kendi tasarımınızı seçerek kapağınızı tasarlıyorsunuz. Seçenekler o kadar güzeldi ki seçmekte zorlanabilirdim ama ben kızımın çok sevdiğim bir fotoğrafını yaptırmayı kafaya koymuştum. Kapağınızın rengini de siz belirliyorsunuz bazı modeller için isterseniz gold rengi bile var. Siparişi verdiğim günün ertesi kargom geldi. Çok şaşırdım ve mutlu oldum. Hızlı ve kaliteli hizmetleri için sanakapakolsun.com'a çok teşekkür ederim. Kapak elime ulaştıktan sonra o kadar sevdim ki tek kapakla kalacağımı hiç sanmıyorum bir tane de yedek yaptırmayı düşünüyorum :)



Bence en önemlisi, kapak telefona, kamera ve şarj boşluklarına tam oturuyor. Sipariş verirken bu konu da biraz endişeliydim ama beklediğimden de kaliteli bir ürünle karşılaştım. Baskı kalitesini özellikle çok beğendim. UV özelliği nedeniyle güneşte solmuyor ve ter ve sudan etkilenmiyor. Önümüz yaz tatilde kapağımı gönül rahatlığıyla kullanacağım. Kapak sayesinde telefonumu darbe ve çiziklerden korumuş olacağım, daha ne olsun :)
Sanakapakolsun.com Hediye kartı ile dilerseniz sevdiklerinizi de mutlu edebilirsiniz.
Siz de beğendiğiniz tasarımları, sevdiklerinizin fotoğrafını elinizden düşürmemek için sanakapakolsun.com'u mutlaka ziyaret edin.

Sevgiyle kalın :)
Nüket


3 Mart 2015 Salı

Röportaj: Semiha Berksoy Opera Vakfı

Bu hafta çocuklarımız için sanatla iç içe olabilecekleri harika bir kurumdan bahsetmek istiyorum; Semiha Berksoy Opera Vakfı.

Vakfın Genel Müdürü Sayın Oğul Aktuna ile vakıf ve çocuklara verdikleri eğitimler hakkında konuştuk.
– Semiha Berksoy Opera Vakfı ne zaman kurulmuştur?
Semiha Berksoy Opera Vakfı 1996 yılında kurulmuştur. Merkezimiz ise 2008 yılında açılmıştır.
– Vakfın misyonu nedir?
  • Semiha Berksoy’un eserlerinin korunması ve tanıtımının devam etmesi,
  • Günümüzde bu eserlerin dünyanın en önemli sanat merkezleri ve müzelerde sergilenmesi,
  • Performanslarının koordinasyonu ve arşivlenmesi,
  • Bu çalışmaların ülkemizde tanıtım ve izleyiciyle buluşmasının sağlanması,
  • Sanatçının opera yaşamı, yüksek dramatik ses performanslarının yayılarak genç sanatçılar için yararlı kaynak oluşturulması,
  • Sanat yaşamımızda böyle nadir rastlanır ve çok yönlü ikon bir sanatçının yeni kuşaklarla her boyutta buluşturulması,
  • Berksoy Sanat Akademisi’nin misyonunu oluşturmaktadır.
    – Çocuklar için hangi eğitimleri veriyorsunuz?
    Çocukların küçük yaşlardan itibaren sanatla tanışmaları, sanatla birliktelik ve giderek sanatın içinde büyüme artık günümüzde büyük bir önem kazanmıştır. Çocuklara yönelik olarak 4-14 yaş akademik eğitim programları içinde, yaratıcı drama, bale, müzik (piyano, keman, gitar) ve konservatuvara hazırlık (tiyatro) eğitimleri vermekteyiz.
    -Yaratıcı Drama’nın amacı nedir ve hangi yaş çocuklar için uygundur?
    Bu programın amacı;
  • Çocukların iletişim becerilerini geliştirmelerini,
  • Kendini ifade etme yeteneğinin ve özgüvenlerinin gelişimini sağlamak,
  • Sorumluluk becerisi ve ekip çalışmasını aşılamak,
  • Empati ve problem çözme becerisini ilerletmek,
  • Yaratıcılık ve estetik gelişim anlamında ilerlemelerini sağlamak,
  • Olumlu düşünmek ve önyargıların kırılması gibi alanlarda ilerleme kaydetmelerini sağlamaktır.
  • Utangaç, içe kapanık ve kendini ifade edemeyen çocuklar için de faydalı bir eğitimdir.
    Değişik yaş gruplarına göre düzenlenen yaratıcı drama dersleri, 4-16 yaş arasındaki çocuklar için uygundur.
    – Çocuklarımız Yaratıcı Drama eğitimi sonucunda neler kazanır?
    Yaratıcı Drama sonucunda çocuklardaki farkındalık artar ve gelişim gözlemlenir. Özellikle,
    • İletişim Becerileri (Kişisel-Sosyal-Kurumsal)
    • Sorumluluk Becerisi ve Ekip Çalışması
    • Empati Becerisi
    • Yaratıcılık ve Estetik Gelişim
    • Kendini İfade Etme-Özgüven
    • Problem Çözme Becerisi
    • Yaratıcılık ve Estetik Gelişim
    • Olumlu Düşünme ve Önyargıların Kırılması
    • kazandırılmaya çalışılmaktadır.
      – Bale eğitimi hakkında da biraz bilgi alabilir miyiz?
      Bale eğitimimiz de çocuklarımız balenin temel hareketlerini öğrenerek hareket kapasitelerini genişletirler, ritim duygusu kazanırlar.
      Bale eğitimi sayesinde sağlam bir dans altyapısı kazanırken, fiziksel olarak ve ruhen gelişmiş bir estetik duygusuna, duyarlılığa, bilince ve iç disipline sahip bireyler olarak yetişmektedirler.
      4-12 yaş arası çocuklarımız içindir.
      – Piyano eğitimin de amaç nedir, çocuklarımızı kaç yaşından itibaren piyano eğitimine başlayabilir?
      Piyano küçük yaşlardan itibaren en popüler eğitimdir. Aileler çocuklarının önce piyano eğitimi almalarını istiyorlar. 4 yaşından itibaren eğitimlerimiz başlar ve ergenlik yaşlarına kadar (14-15 yaş) piyano eğitimimiz devam eder.
      Piyano eğitimindeki amacımız, öğrencinin solfej ve temel piyano tekniğini öğrenmesini ve geliştirmesini sağlamaktır.
      Müzik eğitiminde keman ve gitar da piyano gibi 4 yaşından itibaren mi başlıyor?
      Hayır, keman ve gitar için uygun yaş minimum 5-6 olmalıdır.
      – Eğitimleriniz sonunda çocuklarımızın performanslarını sergileyebilecekleri bir etkinlik yapılıyor mu?
      Evet her yıl haziran ayında Ortaköy Afife Jale sahnesinde okulumuz öğrencileri sahnede performanslarını sergileyerek aileleri ile beraber, güzel bir gün geçiriyorlar.
      – Konservatuvara hazırlık, Tiyatro eğitiminin hedefi nedir?
      Devlet ve Vakıf üniversitelerinin sınavlarını kazanmalarını sağlamaktır.
      – Ne kadar bir sürede konservatuvara hazırlanıyorlar ve hangi yaş aralığındaki öğrencilere eğitim veriyorsunuz?
      Aylık 16 saat, bütün bir yıl devam eden eğitimlerimize 16-24 yaş grubundaki öğrenciler kabul edilmektedir.
       Konservatuvara hazırlık eğitiminde nasıl bir program izliyorsunuz?
      • Ses nefes ve beden egzersizleri
      • Konsantrasyon çalışmaları
      • Kişiye özel tirad seçimleri
      • Seçilen tiradların öğrenciyle birebir olarak çalışılması
      – Vakfın internet sitesi var mı, size nasıl ulaşabiliriz?
      Bize www.semihaberksoyoperavakfi.org adresinden ulaşabilirsiniz.
      Bu röportaj için Sayın Oğul Aktuna’ya sonsuz teşekkürler…
www.biricikdunyam.com'da yayınlanan yazım.

Dil Eğitimimizde Mutlu Son...

Daha önce yazdığım “Artık ben bir anneyim, o ise daddy” başlıklı yazımda, başımızdan geçenleri, yaptığımız hataları ve bütün tecrübelerimizi ikinci yazımda paylaşacağımı söylemiştim. Derin yaklaşık bir ay sonra 5 yaşında olacak ve biz ikinci dil konusunda çok önemli bir yol katettik.
Sadece ingilizce okuma ve yazması kaldı, onu da değerli öğretmenlerimize bırakıyoruz :)bizden bu kadar…
Derin’e ingilizceyi doğumdan itibaren öğretmeye kalkınca tabii herkesin direkt olarak “Aaaa, çocuk geç konuşacak.” diye itirazıyla karşılaştık. Aslında iki dilde konuşan çocukların yaşıtlarına oranla biraz geç konuşması zaman zaman görülen bir durum olsa da sadece geçici bir durum. Yaş biraz ilerledikçe aradaki fark tamamen ve hızla kapanıyor.
Çocukların doğumdan itibaren birden fazla dille muhatap olmalarının akıllarını karıştıracağına dair yaygın bir inanış var. Fakat bu böyle değil. “Raising a Bilingual Child” kitabının yazarı Barbara Zurer Pearson’a göre bebekler ilk aylardan itibaren iki dili birbirinden ayırt edebiliyorlar. Özellikle, Fransızca ve Arapça gibi bir birinden çok farklı olan dilleri ilk aylardan itibaren ayırt edebildikleri söyleniyor. Eski zamanlardan kalan “İki ayrı dil çocukların kafalarını karıştırır.” söylemi büyük ihtimal ile göçmenlerin dillerinden vazgeçip ingilizceyi benimsemeleri için bir bahane olabilir.

Bir de şöyle düşünün; çocuğunuz biraz geç konuşsa bile iki dil konuşabiliyor olacak… Siz çok erken ama tek dil konuşmasını mı tercih edersiniz?
Bizim durumumuzda ise Derin türkçeyi erken bile konuştu diyebiliriz. İngilizce anlıyor fakat konuşmuyordu. Aslında konuşmuyordu demek hata olur. Durum şu ki, eşim Derin ile sürekli ingilizce konuşuyordu, Derin’de konuşmaya başladığı ilk dönemlerde ona ingilizce cevap vermeye çalışıyordu fakat ne zaman eşimin türkçeyi anladığını fark etti, bütün ingilizce konuşma çaba ve hevesi yok oldu. Eşim ona ingilizce konuşunca direkt türkçe cevap vermeye başladı. Biz ilk başlarda ingilizceyi tamamen anlıyor diye sevinelim mi yoksa türkçe cevap veriyor diye üzülelim mi bilemedik. Biraz araştırmadan sonra aslında eşimin kendisine türkçe söylenen şeyleri anlamamazlıktan gelip Derin’in onunla ingilizce konuşmasını sağlamaya çalışması gerektiğini öğrendik fakat bu bize çok yapay ve çocuğu strese sokabilecek bir yol gibi geldi. Hem o kadar sıkıntıya girmek istemedik hem de eşim aradaki iletişimi bozacak bir şeye izin vermek istemedi. Nasıl istiyorsa konuşsun, büyüyünce herhalde düzelir diye kestirip attı:) Zaman içinde Derin ingilizce kelimeleri türkçe cümlelerin içine katmaya başladı, sonra da kendi kendine ufak ufak ingilizce cümleler kurmaya başladı. Hiç bir şeye zorlamadık onu. Hiç bir şekilde ders gibi ingilizce eğitimi vermedik. Herşey tamamen doğaldı. Sonra fark ettik ki Derin hemen hemen 3 yaşına geldiğinde türkçe bilmeyen Amerikalı alt komşumuz Brandon ile ingilizce konuşmaya çalışıyordu çünkü onun türkçe bilmediğinin tamamen farkındaydı. O andan itibaren her şey kolaylaştı bizim için. Anladık ki, evet denilenler doğruymuş. Eğer bir çocuk ikinci bir dili anlıyor ise; sabır gösterilir ve beklenir ise o dili kullanmaya devam etmek şartıyla o dili konuşmaya da başlıyor.
5 yaşına girmesine aylar kala Derin artık akıcı şekilde ingilizce konuşmaya başladı. Hatta babası, eee adam sıkıldı tabii, onunla artık türkçe konuşmak istiyor ama bu seferde Derin ona “Benimle ingilizce konuş.” diyor. Kurtuluş yook beyefendiii :)Bu arada şunu da belirtmek isterim ki; iki dil ile büyütülen çocuklarda iki dilin kelimelerinin birbirine karıştırılıp konuşulması geçici bir durum olmakla beraber kafa karışıklığı anlamına gelmemektedir. Uzmanlara göre çocuklar küçük yaşlarda sınırlı sayıda kelime dağarcığına sahipler, dolayısıyla hangi dilde o kelimeye daha hakim ise o kelimeleri seçip konuştuğu için iki dilin kelimeleri birbirine karışık cümleler kurmaktalar ama yaş bir az ilerleyip kelime haznesi genişledikçe artık bir dili kullanırken diğer dilin kelimelerine ihtiyaç kalmadığı için sorun da ortadan kalkıyor.
Kısaca özetlemek gerekirse, en önemli konu disiplinli ve tutarlı olmak ve bunu yıllarca yapabilmek. Çünkü aslında bizler yabancı bir dili nasıl uzun zamanda öğrenebiliyorsak çocuklar da uzun zamanda öğreniyorlar. Ana dillerini bile. O yüzden çok sabırlı olmak ve bunu ders gibi yapmamak gerekir. Her şey doğal olmalı. Eğer bir gün çocuğunuz ile ingilizce konuşur, diğer gün türkçe konuşursanız istediğiniz sonuçları elde edemeyebilirsiniz. Çocuk hiçbir şekilde, hiçbir şeye zorlanmamalı ama zaten doğumdan itibaren başlayan dil eğitimi tutarlı şekilde verilirse çocuk iki dile de tamamen hakim oluyor ve bu ona çok doğal geliyor.
Sevgiler :)
Nüket
Kaynakça: www.babycenter.com
www.biricikdunyam.com'da yayınlanan yazım


Atıştırmalık Çubuklar

Çocukların küçücük mideleri olduğu için öğünlerde azıcık yerler. Sonra da sık sık yiyecek, abur cubur bir şeyler isterler. Derin’in bu tip krizlerinin önüne geçmek için evde, okul dönüşlerinde ve dışarıya çıktığımız zamanlarda çantamda  mutlaka meyva, meyva kurusu, kuruyemiş veya ev yapımı atıştırmalık bir şeyler taşırım.
Genelde bizim eve bisküvi ve pastahane işi yiyecekler pek alınmaz, alındığı zamanda Derin’den köşe bucak saklanır. Artık büyüdüğü için kandırmak ve saklamak o kadar kolay olmuyor tabii. Biz vermesek de gittiğimiz yerlerde görüyor, istiyor, veriyorlar. Bu konuda fazla katı olmamayı öğrendim çünkü çok fazla kafaya taktığın zaman işin içinden çıkamıyorsun. Müdahale ettiğim zaman sosyal hayatını, insan ilişkilerini bile etkilediğini gördüm. Artık yememesini istediğim yiyecek verdikleri zaman “Yiyebilirsin, ama iki tane.” diyerek izin veriyorum. Sürekli dışarıdaki yiyeceklerin sağlıksız, ev yapımı yiyeceklerin daha sağlıklı olduğunu empoze etmeye çalışıyorum. Böylelikle kendimce zararlı gıdalardan biraz da olsa korumaya çalışıyorum. Çocuk bir yemeğe alışkın değilse bir süre sonra onu istememeye başlıyor, versen de yemiyor. Çocuk beslenmesi ile ilgili her yazımda bunu yazıyorum ama çocuk kola içmese ne olur, neden küçücük çocuklara kola verirler kesinlikle anlamıyorum. Neyse konuyu fazla dağıtmayayım bu kola ve cipsten başlı başına bir yazı çıkar zaten, bu konu da başka zamana artık…
Kısaca söylemem gerekirse yeme alışkanlıklarının küçük yaşta kazanıldığını böylece gelecekte çocuğumuzun sağlığı ve yaşam kalitesi üzerinde büyük etkisi olacağını düşünüyorum.
Çocukların zamansız açlıklarını gidermek için sağlıklı olan aperatifler kuşluk ve ikindi vakitleri için hazırlanabilir. Bu hafta ben de sizinle Derin için yaptığım atıştırmalıklardan birinin tarifini paylaşacağım.


Malzemeler

  • 2,5 su bardağı organik un
  • 1 çay bardağı zeytinyağ
  • 1 çay bardağı su
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 1/2 çay kaşığı kabartma tozu

Üzeri İçin

  • 1 çay bardağı kaşar peynir rendesi
  • 1 yumurta sarısı

Yapılışı

  • Bir kapta un, zeytinyağ, su, tuz, kabartma tozunu yoğuruyoruz.
  • Mutfak tezgahının üzerinde hamuru merdaneyle açıyoruz.
  • Fırın tepsisine açtığımız 
  • hamuru yerleştiriyoruz.
  • Üzerine bir fırçayla yumurta sarısını sürüyoruz ve kaşar peynir rendesini serpiyoruz.
  • Bir bıçak yardımıyla şerit şerit kesiyoruz. (Şeklini siz istediğiniz gibi çeşitlendirebilirsiniz. Kurabiye kalıplarıyla kesebilir ya da burgu burgu yapabilirsiniz.)
  • Tepsiye dizip üzerilerine susam serpiyoruz. (Susam yerine çörek otu, kekik, fesleğen, anason, pul biber de kullanabilirsiniz.)
  • Önceden 175C de ısıtılmış fırında üzeri kızarana kadar pişiriyoruz.
  • Umarım bu güzel atıştırmalıkları, sizin afacanlar da beğenir.
    Afiyet olsun,
    Nüket
    www.biricikdunyam.com'da yayınlanan yazım.

Kağıt Katlama Sanatı Origami



Derin’in okula gitmediği günler  evde kağıtlar, atık malzemeler ve boyalarla çeşitli el işi faaliyetleri gerçekleştiriyoruz. Uzun zamandır Japonların kağıt katlama sanatı origamiyi yapalım diye düşünüyordum. En sonunda bu hafta denedik ve çok sevdik. Yapmaya başlamadan önce Derin’e origaminin ne olduğunu anlattım. Önünde duran kağıdın bir kuşa nasıl dönüşeceğini çok merak etti ve biraz da sabırsızlandı :)  Origami yapmaya başlarken önce ben yapacağımız şekli katladım. Sonra açarak Derine verdim ve ona talimatlarda hangi parçayı nereye doğru katlayacağını söyledim. Bütün dikkatini vererek kağıdı yeniden katladı ve becerdiği için de çok mutlu oldu. Biz köpek, turna kuşu, lale, elbise ve balıklar yaptık. İlk denemeye göre fena sayılmazlar. Ben oldukça merak sardım bu işe… Çok zevkli, mutlaka deneyin derim.

Origami hakkında internette  fotoğraflarla veya videolarla pek çok anlatım var. Japonlarda origami için özel kağıtları var ama siz istediğiniz kağıttan yapabilirsiniz. Bizim yaptıklarımız elişi kağıdıydı. Origamide genellikle kare şeklinde kağıt kullanılıyor. Evinizde bulunan herhangi bir kağıtla, dergi sayfalarıyla ve hatta düz beyaz bir kağıtla bile origami yapabilirsiniz. Origami yaparken kesme ve yapıştırma yok. Sadece katlayarak yapıyorsunuz. Eğer isterseniz; özellikle beyaz bir kağıttan yaptıysanız, renklendirmek ve süslemek için boya kalemleri, glitter ve oynar gözlerden faydalanabilirsiniz. Evde sadece bir kağıtla yapabileceğiniz hem ucuz, hem basit ve çok eğlenceli bir aktivite.
Origamiyi  bir çoğunuz zaten biliyorsunuz, biz çocukken de çok yapardık. Benim hatırladıklarım kurbağa, uçak, kayık ve tuzluk var. Hatırladınız mı? Aslında origami sadece çocuklar için değil.Ailece güzel vakit geçirmek isterseniz yığın kağıtları masanın üzerine, çeşit çeşit şekiller yapın. Başından kalkamayacaksınız :)
Çocukların el becerilerinin gelişmesine de yardımı olan origamiyi çocuklarınız yaparak arkadaşlarına hediye edebilir. Doğumgünü, yılbaşı ve bayram gibi özel günler için el yapımı kartlar süsleyebilirler. Çocuğunuzun yaptığı origamileri bir çerçeve içine yerleştirerek çocuğunuzun odasının duvarına asabilirsiniz.

Origamiyi Tanıyalım

Origami Japonca “ori” (katlamak) ve “gami” (kâğıt) sözcüklerinin birleşiminden meydana gelmiş olup kâğıt katlama sanatına verilen addır. İsmi Japonca olsa da Çin kaynaklı bir sanat olduğunu iddia eden kaynaklar da vardır . Genellikle kare kâğıt parçalarını kesmeden ve yapıştırıcı kullanmadan, sadece katlayarak, çeşitli canlı ve cansız figürler oluşturarak yapılmakla birlikte, dikdörtgen kâğıtlardan, hatta kâğıt paralardan yapılan modeller de oldukça fazladır. Kesme işleminin de kullanıldığı türe kirigami denir.
Origami klasik origami ve parçalı origami olmak üzere iki çeşittir. Klasik origami genellikle tek parça kâğıttan yapılır. Çok fazla olmasa da iki veya üç parçanın kullanıldığı klasik origamiyle çeşitli hayvan veya eşya figürleri yapılır. Modüler origami olarak da adlandırılan parçalı origami birbirinin benzeri parçaların birleştirilmesiyle oluşturulur ve hayvan veya eşya gibi somut figürlerden çok, üç boyutlu geometrik figürlerin yapılmasında kullanılır. Parça sayısında bir sınır olmayan parçalı origami tak-çıkar oyuncaklarına benzer ve aynı parçalar kullanılarak bir çok değişik figür üretilebilir. Origami de genel olarak kare şeklinde kâğıt kullanılsa da kâğıdın şeklinde bir sınırlama yoktur. Günümüzde origaminin birçok değişik türleri ortaya çıkmıştır. Mimari origami, pop-up origami, kirigami (kâğıt kesme sanatı) bunlara  örnek verilebilir. Modern origami olarak da adlandırılan bu tür origami türlerinde yapıştırma ve kesme serbest bırakılmıştır. Origamiyi kirigamiden ayıran özelliği; kirigaminin simetrik, origaminin ise şekil yapma biçimlendirme sanatı olmasıdır. Origami dünyaca ünlü bir sanattır.
Sevgiler :)
Kaynaklar
www.biricikdunyam.com'da yayınlanan yazım

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

ShareThis