3 Mart 2015 Salı

Dil Eğitimimizde Mutlu Son...

Daha önce yazdığım “Artık ben bir anneyim, o ise daddy” başlıklı yazımda, başımızdan geçenleri, yaptığımız hataları ve bütün tecrübelerimizi ikinci yazımda paylaşacağımı söylemiştim. Derin yaklaşık bir ay sonra 5 yaşında olacak ve biz ikinci dil konusunda çok önemli bir yol katettik.
Sadece ingilizce okuma ve yazması kaldı, onu da değerli öğretmenlerimize bırakıyoruz :)bizden bu kadar…
Derin’e ingilizceyi doğumdan itibaren öğretmeye kalkınca tabii herkesin direkt olarak “Aaaa, çocuk geç konuşacak.” diye itirazıyla karşılaştık. Aslında iki dilde konuşan çocukların yaşıtlarına oranla biraz geç konuşması zaman zaman görülen bir durum olsa da sadece geçici bir durum. Yaş biraz ilerledikçe aradaki fark tamamen ve hızla kapanıyor.
Çocukların doğumdan itibaren birden fazla dille muhatap olmalarının akıllarını karıştıracağına dair yaygın bir inanış var. Fakat bu böyle değil. “Raising a Bilingual Child” kitabının yazarı Barbara Zurer Pearson’a göre bebekler ilk aylardan itibaren iki dili birbirinden ayırt edebiliyorlar. Özellikle, Fransızca ve Arapça gibi bir birinden çok farklı olan dilleri ilk aylardan itibaren ayırt edebildikleri söyleniyor. Eski zamanlardan kalan “İki ayrı dil çocukların kafalarını karıştırır.” söylemi büyük ihtimal ile göçmenlerin dillerinden vazgeçip ingilizceyi benimsemeleri için bir bahane olabilir.

Bir de şöyle düşünün; çocuğunuz biraz geç konuşsa bile iki dil konuşabiliyor olacak… Siz çok erken ama tek dil konuşmasını mı tercih edersiniz?
Bizim durumumuzda ise Derin türkçeyi erken bile konuştu diyebiliriz. İngilizce anlıyor fakat konuşmuyordu. Aslında konuşmuyordu demek hata olur. Durum şu ki, eşim Derin ile sürekli ingilizce konuşuyordu, Derin’de konuşmaya başladığı ilk dönemlerde ona ingilizce cevap vermeye çalışıyordu fakat ne zaman eşimin türkçeyi anladığını fark etti, bütün ingilizce konuşma çaba ve hevesi yok oldu. Eşim ona ingilizce konuşunca direkt türkçe cevap vermeye başladı. Biz ilk başlarda ingilizceyi tamamen anlıyor diye sevinelim mi yoksa türkçe cevap veriyor diye üzülelim mi bilemedik. Biraz araştırmadan sonra aslında eşimin kendisine türkçe söylenen şeyleri anlamamazlıktan gelip Derin’in onunla ingilizce konuşmasını sağlamaya çalışması gerektiğini öğrendik fakat bu bize çok yapay ve çocuğu strese sokabilecek bir yol gibi geldi. Hem o kadar sıkıntıya girmek istemedik hem de eşim aradaki iletişimi bozacak bir şeye izin vermek istemedi. Nasıl istiyorsa konuşsun, büyüyünce herhalde düzelir diye kestirip attı:) Zaman içinde Derin ingilizce kelimeleri türkçe cümlelerin içine katmaya başladı, sonra da kendi kendine ufak ufak ingilizce cümleler kurmaya başladı. Hiç bir şeye zorlamadık onu. Hiç bir şekilde ders gibi ingilizce eğitimi vermedik. Herşey tamamen doğaldı. Sonra fark ettik ki Derin hemen hemen 3 yaşına geldiğinde türkçe bilmeyen Amerikalı alt komşumuz Brandon ile ingilizce konuşmaya çalışıyordu çünkü onun türkçe bilmediğinin tamamen farkındaydı. O andan itibaren her şey kolaylaştı bizim için. Anladık ki, evet denilenler doğruymuş. Eğer bir çocuk ikinci bir dili anlıyor ise; sabır gösterilir ve beklenir ise o dili kullanmaya devam etmek şartıyla o dili konuşmaya da başlıyor.
5 yaşına girmesine aylar kala Derin artık akıcı şekilde ingilizce konuşmaya başladı. Hatta babası, eee adam sıkıldı tabii, onunla artık türkçe konuşmak istiyor ama bu seferde Derin ona “Benimle ingilizce konuş.” diyor. Kurtuluş yook beyefendiii :)Bu arada şunu da belirtmek isterim ki; iki dil ile büyütülen çocuklarda iki dilin kelimelerinin birbirine karıştırılıp konuşulması geçici bir durum olmakla beraber kafa karışıklığı anlamına gelmemektedir. Uzmanlara göre çocuklar küçük yaşlarda sınırlı sayıda kelime dağarcığına sahipler, dolayısıyla hangi dilde o kelimeye daha hakim ise o kelimeleri seçip konuştuğu için iki dilin kelimeleri birbirine karışık cümleler kurmaktalar ama yaş bir az ilerleyip kelime haznesi genişledikçe artık bir dili kullanırken diğer dilin kelimelerine ihtiyaç kalmadığı için sorun da ortadan kalkıyor.
Kısaca özetlemek gerekirse, en önemli konu disiplinli ve tutarlı olmak ve bunu yıllarca yapabilmek. Çünkü aslında bizler yabancı bir dili nasıl uzun zamanda öğrenebiliyorsak çocuklar da uzun zamanda öğreniyorlar. Ana dillerini bile. O yüzden çok sabırlı olmak ve bunu ders gibi yapmamak gerekir. Her şey doğal olmalı. Eğer bir gün çocuğunuz ile ingilizce konuşur, diğer gün türkçe konuşursanız istediğiniz sonuçları elde edemeyebilirsiniz. Çocuk hiçbir şekilde, hiçbir şeye zorlanmamalı ama zaten doğumdan itibaren başlayan dil eğitimi tutarlı şekilde verilirse çocuk iki dile de tamamen hakim oluyor ve bu ona çok doğal geliyor.
Sevgiler :)
Nüket
Kaynakça: www.babycenter.com
www.biricikdunyam.com'da yayınlanan yazım


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

ShareThis